Ansiklopedik Bilgileri Alfabetik Olarak Görüntüleyebilirsiniz.

Filipinler Hakkında Bilgi

Filipinler

Filipinler

(Fr. ve İng.: Philippines), Güneydoğu Asya'da, Endonezya'nın kuzeyinde 7.000'den fazla ada üzerinde kurulu devlet. Pasifik Okyanusu'nun batı kenarı ile Asya kıyıları arasında yer alır. Batıda Güney Çin Denizi, kuzeyde Bashi Boğazı ve Formoza Adası, güneyde Mindanao ile kuzeydoğuda Borneo arasında dizi şeklinde uzanan Sulu Takımadaları'yla ayrıldığı Celebes Denizi ile sınırlanır. Doğuda, okyanusların en derin çukurlarını taşıyan Pasifik Okyanusu yer alır. 7.000'i aşkın adanın pek azı büyüktür. Başlıca adalar, kuzeyde Luzon (106.986 km2), güneyde Mindanao (98.692 km2), ortada Negros (13.670 km2), Samar (13.000 km2), Panay (12.500 km2), Palawan (11.740 km2), Mindoro, Leyte, Cebu, Mastabe ve Bohol'dur. Toplam yüzölçümü 300.000 km2, nüfusu 63.300.000 (1995), merkezi Luzon Adası'nın batı kıyısında Manila ve onun hemen kuzeyinde yer alan Quezon City'dir. Diğer kalabalık kentler, Davao, Cebu, İloilo ve Bacolod'dur. Nüfusun yaklaşık % 40'ı İngilizce konuşur. Ayrıca en önemlileri Tagalog olan birçok yerli dil ve lehçe kullanılır. Halkın %80'i Katolik'tir. Ülkede Müslümanlar, Protestanlar ve diğer dinlere bağlı olanlar da vardır. Nüfusun çoğunluğu Malezyalı'dır. Amerikalı, İspanyol, Hintli, Arap ve Çinli azınlıklar da yaşar. Ülke, yönetim bakımından yaklaşık 50 bölgeye bölünmüştür. Volkanik, depremlerle sık sık sarsılan, çok engebeli adalardan oluşan Filipinler'de ova düzlükleri az yer kaplar. Ülkenin en yüksek yeri Mindanao'nun güneydoğusunda Apo Dağı'dır (2.953 m.). Çoğunun belli bir adı bile olmayan Filipin adalarının kıyıları sayısız körfez, koy ve burunlarla parçalanmıştır. Adaların aralarında dar ya da geniş, yüzlerce boğaz yer alır. Adalar arasında kalan iç denizlerin en genişi, güneyde Palawan, Kuzey Borneo ve Orta ve Güney Filipinler arasında kalan Sulu Denizi'dir. 4° 23' ve 21° 25' kuzey enlemleri arasında yer alan Filipinler'de, tropikal iklim egemendir. Sıcaklık sürekli olarak yüksektir. Yıllık yağış tutarları 1.500 - 3.500 mm3 arasında değişir. Arazinin yüzde 50'den çoğunu tropikal ormanlar kaplar. Geçiş mevsimlerinde görülen kiklon fırtınaları zaman zaman büyük zararlara neden olur. Az gelişmiş bir ülke olan Filipinler ekonomisi tarıma dayanır. Şekerkamışı, hindistancevizi ve kopra yağı, meyve (özellikle muz ve ananas), abaka adı verilen manila keneviri, pirinç, mısır, tütün yetiştirilir. Altın, gümüş, çinko, kalay, manganez, molibden gibi yeraltı kaynakları işletilir. Ancak bu ürünlerin dış ticaretteki yerleri önemli değildir. Bağımsızlıktan sonra kurulan bazı endüstriler iç gereksinmelerin ancak bir bölümünü karşılar. Orman ürünleriyle balıkçılık ekonominin yardımcı gelir kaynaklarını oluşturur. Dışa bağımlı bir ekonomiye sahip olan Filipinler'in dış ticaret açığı da, özellikle son 4 - 5 yıl içinde hızla artmıştır. 1521'de ilk dünya gezisinde bu adalara uğrayan Magellan burada öldürüldü. Bu tarihten önce, Filipinler'de, birbirleriyle anlaşamayan yerli krallıklar bulunuyordu. Araplar, Hintliler ve Çinliler ticarî ilişkiler kurmuşlardı. 1521'den başlayarak İspanya denetimine girmeye başlayan adalarda, 1565'te kesin İspanyol egemenliği kuruldu. İspanya egemenliği 19. yüzyılın sonlarına kadar sürdü. 1898 İspanya-Birleşik Devletler Savaşı'ndan sonra adalar, ABD egemenliği altına girdi. Adalarda, bağımsızlık yolunda ilk adım 1935'te atıldı ve Birleşik Devletler egemenliği altında, bir "Filipinler Topluluğu" kuruldu. 1941- 1944 yıllarında Japonya işgali altında kalan Filipinler 1946'da bağımsızlığını kazandı. Savaş sonrasında Filipinler'de kalkınma programları hazırlandı ve ABD ülkeye büyük ölçüde yardım yaptı. Savaş sonrasının en önemli olayı, hükümet ile solcu Huk (Hukbong Magpapalayang Bayan) gerillaları arasındaki çatışmalardır. Huk hareketi, 1940'ların sonlarında etkinliğini artırdı. 1954 yılında hükümet tarafından büyük ölçüde bastırılan hareket, 1960'ların sonlarında yeniden güçlendi. Luzon ve Mindanao'da gerilla savaşı taktikleri kullanarak geniş çaplı eylemlere girişti. 1972 yılında, ilk kez 1965'te cumhurbaşkanı seçilmiş olan Ferdinand Marcos, anayasayı kaldırdı ve sıkıyönetim ilân etti. Sıkıyönetime gerekçe olarak, yükselen komünist hareket ve toplumu saran şiddet gösterildi. Özgürlükler büyük ölçüde kısıtlandı. 1976 yılında da, üyeleri devlet başkanı tarafından seçilen bir "Yasama Konseyi" oluşturuldu. 1981'de yapılan başkanlık seçimleri, sekiz partiden oluşan Birleşik Demokratik Muhalefet Örgütü tarafından boykot edildi. Aynı yılın Ocak ayında, sıkıyönetim ilânından beri geçerli olan savaş hâli kaldırıldı ve kısmi af ilân edildi. Ekonomik krizden ve Marcos'un otoriter sisteminden özellikle zarar gören kırsal kesimde de rejim aleyhtarlığı gelişti. Avrupa devletlerinden ve Papa II. Jean Paul'den gelen eleştiriler sonucunda Marcos, 1981 yılı sonlarından başlayarak sıkıyönetimin çok yakında kalkacağını ve bazı siyasî tutukluların serbest bırakılacağını ilân etti. Ancak, sıkıyönetimin kaldırılmasından sonra, tüm yetkileri elinde toplayacak bir dizi yasayı da resmen açıklamaktan geri kalmadı. Bu arada özellikle ABD, Asya'daki en önemli stratejik destek noktalarından biri olan Filipinler'in yaşadığı kargaşalığı, kuşku ve tedirginlikle izledi; aynı tepki uluslararası örgütlerden ve bankalardan da geldi. Rejim gün geçtikçe biraz daha kişiye bağlı duruma girmekteydi. Bayan İmelda Marcos, 1975'te Büyük-Manila valiliğine ve Ulusal Kuruluşlar Bakanlığına atandı. Başkanın yandaşları siyasal hayatta gittikçe daha önemli roller oynamaya başladılar. Ülkenin Müslüman güney bölgelerinde onbinlerce kişi olduğu tahmin edilen MNLF (Mora Ulusal Kurtuluş Cephesi) ayrılıkçı bir ayaklanma başlattı. Tüm ülkeye yayılan halk muhalefeti hareketi, 1983 Ağustosu'nda rejim muhalifi Benigno Aquino'nun ülkeye döner dönmez öldürülmesiyle alevlendi. Marcos 1986'da seçim yapmak zorunda kaldı. Marcos, resmî sonuçlara göre, muhalefet tarafından ortak aday gösterilen, Benigno Aquino'nun dul karısı Corazon Aquino karşısında zafer kazandı. Ancak muhalefet oyların yeniden sayımını istedi. Aquino'nun sivil itaatsizlik çağrısına uyan Filipinlilerin protestosu ve ABD'nin de desteğini çekmesiyle, Marcos ülkeden ayrılmak zorunda kalınca Aquino başkan oldu. 1987'de yapılan halkoylamasında seçmenler yeni anayasayı ve Aquino'nun 1992'ye kadar başkan olmasını onayladılar. Aquino bir dizi siyasal ve ekonomik (tarımsal) reformu uygulamaya koydu. Ancak hükümete karşı ayrılıkçı eylemler sürdü. Orduda ayaklanma girişimleri oldu. Bu arada ülkesine dönmesi ABD tarafından önlenen Marcos, sürgünde bulunduğu Honolulu'da 28 Eylül 1989'da öldü. İmelda Marcos'un iktidarları döneminde yaptıkları yolsuzluklardan dolayı yargılanmasına ABD'de devam edilmektedir (1990). Sanayiciler ve büyük toprak sahiplerinin hoşnutsuzluğuyla da başetmek zorunda kalan Aquino, ekonomik programı askıya aldı. Mayıs 1992'de cumhurbaşkanlığına general Fidel Ramos seçildi. Aynı yıl ABD, Filipinler'deki son askerî üssünü de boşalttı.

Dost Site