Sponsorlu Bağlantılar
Dost Site
Ansiklopedik Bilgileri Alfabetik Olarak Görüntüleyebilirsiniz.
Ansiklopedik Bilgileri Alfabetik Olarak Görüntüleyebilirsiniz.
Sponsorlu Bağlantılar
Dost Site
Muvazzaf:
Silahlı kuvvetlerde çalışan, mesleği askerlik olan subay ve assubaylardır.
Mücellid:
Ciltçi.
Müderris:
Medreselerde (üniversitelerde) en yüksek rütbeli öğretim üyesi. (Bugünkü or
Müftü:
İl ve ilçelerde Müslümanların din işlerine bakan görevli.
Mühendishane:
Eskiden topçu subayı, istihkâm subayı ve mühendis yetiştiren okul.
Mühimmat:
Ordu dilinde silah, cephane, akaryakıt, taşıt, araç vb. malzeme.
Mühimme defteri:
Divanıhümayun toplantılarında müzakere edilen iç ve dış meselelere ait siya
Mühr-ü Hümayun:
Padişahın mührü. (Sadrazam tarafından kullanılırdı)
Mükellef:
Yükümlü.
Mülazım:
1- Atanmak için sıra bekleyen müderris ya da kadı adayları.
2- Stajyer
Mülkiye:
Devletçe rütbe sırasına göre ayrılan üç sınıftan biri. (Diğer iki sınıf: il
Mültezim:
1- Devlete ait vergilerden birinin tahsilini götürü olarak üzerine alan kiş
Mümessil:
Temsilci; başkası adına davranan, başkası adına davranıcı; özdeyen, özdeyic
Müneccim:
1- Yıldızların durumlarından ve hareketlerinden anlam çıkararak falcılık ya
Mürid:
1- Bir üstada bağlı olan çömez. Tilmiz. Öğrenci
2- Tasavvuf yoluna yeni
Müsadere:
1-Osmanlı Dönemi'nde geliri ile malvarlığı ve harcamaları örtüşmeyen kişi
Müselles:
1- Üçlü ittifak.
2- Üç bölümden oluşan.
Müstahkem:
Belirtilmiş, tahkim edilmiş, sağlamlaştırılmış.
Müstevfî:
Selçuklularda, devletin yıllık gelirlerinin hesaplanması, vergilerin toplan
Mütareke (Ateşkes):
Antlaşma yapılıncaya kadar çarpışan tarafların silahlarını susturmasıdır.
Mütesellim:
Osmanlı Devleti'nde Tanzimat'tan önce, beylerbeylerinin ve sancak beylerini
Mütevelli:
Bir vakfın yönetimi kendisine verilmiş olan kimse. Vakıf yöneticisi.
Nadas:
Tarlayı zararlı otlardan temizlemek, verimini arttırmak amacıyla, sürüp din
Nafia:
Bir yeri bayındır duruma getirmek için yapılan işlerin tamamı, bayındırlık
Nahiye:
Bucak. Köyden büyük, ilçeden küçük idarî birim.
Naip:
Hükümdarla yönetilen bir ülkede, tahtta hükümdar olmadığı zamanlarda ya da
Nakib-ül Eşraf:
Hz. Peygamber sülâlesinden olanların işlerine bakmakla görevli memur (Onlar
Nakit:
Para, akçe.
Nakkaş:
Nakış ressamı, bezekçi, süslemeci, nakış yapan usta.
Nakşibendilik:
XIV. yüzyıl ortalarında Buharalı Şeyh Nakşibend tarafından kurulan, ibadett