Sponsorlu Bağlantılar
Dost Site
Ansiklopedik Bilgileri Alfabetik Olarak Görüntüleyebilirsiniz.
Ansiklopedik Bilgileri Alfabetik Olarak Görüntüleyebilirsiniz.
Sponsorlu Bağlantılar
Dost Site
Abes:
1- İşe yaramayan, boş, faydasız şey.
2- Namazda abes hareketler mekruhtu
Abese Sûresi:
Kur'ân-ı Kerîmin sekseninci sûresi. Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi).
Abı Hayat (Abıhayat):
1. Hayat suyu, bengi su.
2. İslam kültüründe içenin ölümsüz olacağı ve g
Âbid:
İbâdet eden. Farzları ve vâcibleri yerine getirdikten sonra çeşitli nâfile
Abide:
Anıt. Önemi ve değeri çok olan yapıt.
Acem:
Arap olmayan demektir.
Acir:
Malını kirâya veren. Kirâdaki binânın ve eşyânın tâmiri ve zamanla tıkanmış
Âciz:
Bedeni, akli ya da mali açıdan yetersiz, bir şeye gücü yetmeyen, güçsüz, za
Âcizlik:
Beceriksizlik, güçsüzlük.
Acûze:
İhtiyar, çok yaşlı kadın.
Adab:
Adab, edep kelimesinin çoğuludur. Edep, "incelik, kibarlık, iyi davranış" g
Adâbı Muaşeret:
Toplumda yaşama kuralları.
Adak:
1- Kişinin dinen yükümlü olmadığı halde, farz veya vacip türünden bir ibade
Adalet:
1. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe.
2. Haklı olana
Adâlet-i İctimâiyye:
Sosyal adâlet; Herkesin; çalışması, bilgi ve kâbiliyeti, gördüğü iş nisbeti
Adavet:
Düşmanlık demektir.
Adâvet:
Düşmanlık demektir.
Adem:
1- Yokluk, varlığın zıddı. Kâinâtın aslı ademdir. Âlemler yâni her şey var
Âdem (Aleyhisselâm):
Kur'ân-ı kerîmde ismi geçen peygamberlerden. Yeryüzünde yaratılan ilk insan
Âdet:
1- Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre, görenek.
2- Teamül,
Adil:
Adaletten, doğruluktan ayrılmayan, adaletli, adalet niteliğine sahip olan ,
Adn Cenneti:
Cennetin tabakalarından, bölümlerinden birisi.
Âfâk-Âfâkî:
Mîkât sınırları dışında kalan bölgelere, "âfakî" ise bu bölgede yaşayanlara
Afet:
1. Bela, hastalık, kusur, büyük felaket, musibet, hastalıkların dokularda y
Aforoz:
Hıristiyanlıkta kilise tarafından verilen “cemaatten kovulma” cezası. Aforo
Ağyar:
Başkaları, yabancılar.
Âhâd Haber:
Meşhur hadislerin şartlarını haiz olmayan hadis veya haber. Bazılarına göre
Ahd:
Bir işi üstlenip, söz vermek; iyi bir işi yapmak veya kötü bir işi terk etm
Ahd-i Atik:
1- Eski sözleşme, anlaşma; Tevrat.
2- İsrailoğulları'na Hz. İsa'dan önc
Ahd-i Harici:
Belirlilik.